Depresyon günümüzde yaygın olarak kullanılan bir terim, kimi zaman anlık bir mutsuzlukta dahi depresyondayım düşüncesi en akla gelen bir fikirdir peki anlık mutsuzluk gerçekten depresyon mudur? Depresyon ciddi bir ruhsal hastalık ve bu hastalık nasıl hissettiğimizi, nasıl düşündüğümüzü ve nasıl davrandığımızı etkiliyor. Ayrıca depresyon mutsuz hissetmeye, enerji düşüklüğüne ve yapılan aktivitelerden zevk almamaya sebep olur. ( Amerikan Psikiyatristler Derneği) Bazı insanlar diğerlerine göre biyolojik, fizyolojik ve çevresel etmenlere bağlı olarak depresyona daha yatkındır. Bu durum kişilerde depresif kişilik örüntüsüne sebep olabilmektedir. Depresif kişilik yapısına sahip kişiler kendilerini değersiz, önemsiz, başarısız ve yetersiz olarak gören; özgüveni yetersiz, benlik saygıları düşük, aşırı uyumlu, alıngan ve kırılgan kişilik örüntüsüne sahiptirler. Gerçek olmasa dahi olumsuz olarak algıladıkları herhangi bir değerlendirme karşısında bile özsaygıları, özdeğerlilik duyguları zarar görür.
Covid-19 ile mücadale ettiğimiz sosyal izolasyon ve karantina günlerinde günlük rutinimizinde değişmesi ile geleceğe yönelik belirsizlik ve bunun sonucunda hissettiğimiz olumsuz duygularımız ile depresyon mu yaşıyorum? fikri ilk akla gelen düşünce olabilmektedir. Peki yaşamış olduğumuz olumsuz duygular gerçekten depresyon mudur yada yaklaşan depresyonun habercisi midir? Bireyler gündelik olaylar karşısında kendi perspektiflerine göre yorumlamaktadır diğer bir deyişle var olan olaylar bizim algılarımıza çerçevesinde olumlu ve olumsuz olarak beynimizde şekillenmektedir ve buna göre duygularımız ve hareketlerimiz şekillenmektedir. Olumsuz duygulanım ise kişi bir hedefe ulaşmakta, bir tehditten kaçınmakta başarısız olduğunda ya da mevcut durumundan tatmin olmadığında ortaya çıkan duygudurumudur. Tüm bu çerçevede olumsuz hayat koşulları ortaya çıktığında örneğin şu an günümüzün problemi olan Covid -19 salgını karşısında insanlar farklı şekilde algılayabilmektedir ve var olan problemi olduğundan daha farklı anlamlandırabilmektedir diğer bir deyişile felaketleştirilebilmektedir. Bu şekilde olumsuz algımalar ve olumsuz duygulanıma sahip bireylerin, olağanüstü durumlarda daha hassas olabilmektedirler ve bunun sonucunda kendilerini daha az güvende hissedebilirler. Dışarıdan gelecek tehlikelere karşı kendilerini daha tehlikeye açık görebilmektedirler ve bu tarz olağanüstü durumlarda olduğundan daha fazla zarar görebilmektedirler.
Gelin hep beraber olumsuz duygulanım ve depresif kişilik ilişkilerine bakalım, olumsuz duygulanım kişinin mevcut durumundan hoşnut olmama durumu olduğunu ve depresif kişiliğin ise mevcut durumları olabildiğince olumsuz olarak algılamak olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda olumsuz duygulanım ve depresif kişiliğin birbirinin yordalayıcısı olduğunu kolaylık ile ifade edebiliriz. Bu düşünceler ışığında, olumsuz duygulanım ve depresif kişiliğin tetikleyici faktörlerinde ortaya çıkması ile bizleri depresyona sevk edebileceğini unutmamalıyız. Peki depresif kişiliğe ve olumsuz duygulanıma sahip bireylerisek salgın ve diğer olağanüstü durumlarda yada kişisel zor zamanlarımızda ne yapmalıyız? Öncelikle her mutsuzluk ve anlık mod düşüklüğünü depresyondayım diye tanımlamamalıyız, anlık mutsuzluğu kendi kendimize depresyon olarak tanımlamanında algısal bir problem olduğunu, bununda olumsuz duygulanım ve depresif kişiliğin bir parçası olduğunu bizleri depresyona sürükleyebileceğini unutmayalım.
Kaynakça