Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

Akış Teorisi(Akışta Kalmak Bizi Mutluğa mı Götürür?)

Akış Teorisi(Akışta Kalmak Bizi Mutluğa mı Götürür?)

“Hayatımızdaki en iyi anlar pasif, alıcı, rahatlatıcı zamanlar değildir. En iyi anlar, genellikle, kişinin bedeni veya zihni, zor ve değerli bir şeyi başarmak için gönüllü bir çabayla sınırlarına kadar gerildiğinde ortaya çıkar.”

(Csikszentmihalyi, 1990)

Psikolojide üçüncü dalga olarak kabul edilen pozitif psikolojinin önemli isimlerinden Mihaly Csikszentmihalyi, kişiyi mutluluğa götüren şeylerden biri olarak tanımladığı “akış” ile bizlere yaptığımız etkinliklere, başardığımız işlere ve odaklandığımız durumlara karşı yeni bir bakış açısı sunmuştur. Akış teorisi 1970’lerde Csikszentmihalyi’nin yaptığı bir araştırmada gözlemlediği bulgulara dayanıyor.  Araştırmasında para, şöhret ve benzeri bir ödüle karşılık yapılmayan, sadece kişilerin hoşlandıkları için gerçekleştirdikleri aktiviteleri inceledi. Özellikle bu çalışmasında, sporcular, satranç ustaları, cerrahlar, sanatçılar ile yaptığı çalışmada haz duymanın yolunun rahatlamak ya da stres yaratmayan durumlarla meşgul olmaktan ziyade dikkatlerinin tamamen odaklandığı yoğun etkinliklerde ortaya çıktığını gözlemledi. Katılımcıların gerçekleştirdikleri aktiviteden kazandıkları deneyim ile motive oldukları ve içerdiği zorluklar ve bazı riskler içermesine rağmen kişinin kapasitesini geliştirip becerilerine meydana okumasına katkı sağladığı ifade edilmiştir. 

Temelde, bu teori bizlere şunu önermektedir: Karşılaştığımız durum, etkinlik, aktivite eğer bizim yeteneklerimiz, kaynaklarımız ve becerilerimiz ile uyuşmuyorsa bu durum bizim kaygı seviyemizi arttırabiliyor, tam tersi olarak ise karşımızdaki durum becerilerimizin çok altında kaldığında ise rahatlık, sıkılma ve heyecan seviyesinin azaldığını ileri sürmektedir. Bizim mutluluğa/ haza ulaşmamız için ise rahat ya da zor aktivitelerden kaçmak değil, yeteneklerimiz, kaynaklarımız ve becerilerimiz ile uyuşan kendimizi geliştirebileceğimiz, üzerine gidip kapasitemize katkı sağlayabileceğimiz etkinliklere odaklanmak olacağını ifade etmektedir. 

Csikszentmihalyi akışın sekiz özelliğini şu şekilde tanımlamaktadır: 

  1. Aktiviteye tamamen odaklanma/konsantrasyon sağlama: Kişinin gerçekleştireceği eylem/etkinliğe tamamen odaklanmış olması
  2. Kişinin zihninde hedeflerin netliği ve anında geri bildirim: SMART hedefler(spesifik, ölçülebilir, başarılabilir, gerçekçi ve zaman ile sınırlı) hedeflerin konulması ve bunların sonuçları ve süreçle ilgili geri bildirim alması
  3. Zamanın dönüşümü (hızlanma/yavaşlama): Zamanın çok hızlı geçip gitmesi ya da zaman hiç geçmiyor dediğimiz etkinlikleri hatırlayın, işte zamanın dönüşümü burada devreye giriyor!
  4. Deneyim içsel olarak ödüllendiricidir: Dışsal bir ödüle odaklanmayıp (para, yüksek not, şöhret vb.) tamamen haz/mutluluk/zevk için o deneyimin yaşanması
  5. Zahmetsizlik ve kolaylık: Akışı, mutluluğu, zevki yakalamak için çabalamadan kendi harmonisi içinde oluşması, özel olarak bir efor sarfedilmemesini içerir. 
  6. Zorluk ve beceriler arasında bir denge vardır: Ne çok zor, ne çok kolay, kişinin kendini gözlemleyip kaynakları ile eylemin zorluğunu dengede tutabilmesi
  7. Eylemler ve farkındalık birleşir, öz-bilinçli ruminasyonu kaybeder: Kişi zihinsel süreçler, düşüncelerine odaklanmayıp o an yaptığı eylem ve eylemde yaşadığı zihinsel, duygusal, fiziksel ve davranışsal süreçlere odaklanması:
  8. Öz-kontrol: Kişinin gerçekleştirdiği eylem üzerinde süreci kontrol edebilmesi. Kaynaklarını, becerilerini, yeteneklerine göre kişinin kendi sürecini izleyebilmesi ve ona göre seçimler yapması (gelişimi, zorlanmaları, duygusal süreç vb.)

Yazan : Uzman Klinik Psikolog Dilruba SÖNMEZ